Çağımızda  Hukuk devletinin özü “ insanın insan olmasından ileri gelen, devredilemez, dokunulamaz temel hak ve özgürlüklere sahip olduğunun kabulünde” ve “adalet esasına  göre devlet otoritesinin hukukla sınırlandırılmasında” temelini bulur. Başka bir deyişle “hukuk devletini kuran, temel haklar”dır.

           Hukuk devletinin en önemli kurumlarından birisi “ adil yargılanma hakkı”dır.Bu hakkın uygulanması, korunması, geliştirilmesi güçlendirilmesi; bağımsız mahkemelerin,tarafsız ve donanımlı hakimlerin,insan haklarına saygılı,gerçeğin ortaya çıkmasına,adaletin gerçekleşmesine katkı yapacak bilgili ve sorumlu savcıların ve yine bilgili,sorumlu, cesur ve bağımsız avukatların varlığına bağlıdır.

                      Zira insanlığın var olmasından bu yana iktidarlar hep hakların kullanılmasını kısıtlamaya çalışırlar, iktidar olmanın doğasında bu vardır. İktidarlar getirmek istedikleri kurallar ile iktidarın çalışmasını kolaylaştırmak isterler. Avukatlar ve onların meslek örgütü barolar da her zaman iktidara karşı olmak zorundadır. Biz olaylara ve kurallara eleştirel bakıyoruz. Avukatlık mesleği her zaman eleştirisel bakış açısı getirir. Mevcut kurallara eleştirisel bakmadan hukukun gelişmesi ve daha yaşanılır bir dünya ve düzen kurulması, kuralların zaman içinde değiştirilmesi imkânı da yoktur. Bu yüzden iktidarlara karşı boraların ve çatı örgütü barolar birliğinin kamu görevine uygun özerk bir yapı ile korunması gerekir.

                      Ayrıca savunma, sadece ulusal düzenlemelerle değil, uluslararası sözleşmelerle de güvence altına alınmıştır. Bu bağlamda ülkemizin taraf olduğu Avukatların İşlevlerine İlişkin Temel İlkeler/Havana Kuralları’nın 16/a-c maddesi hükmüne göre hükümetler, yargı organları ve diğer kamu kurum ve kuruluşları avukatların; “hiçbir baskı, engelleme, taciz veya yolsuz müdahaleyle karşılaşmadan her türlü mesleki faaliyeti yerine getirmelerini, kabul görmüş meslek ahlak kurallarına, görevlerine, standartlarına uygun faaliyette bulundukları için kovuşturma veya idari, ekonomik veya başka bir yaptırımla sıkıntı çekmemelerini ve tehditle karşılaşmamalarını sağlamakla yükümlüdürler