BASIN AÇIKLAMASI
Tarih: 21.07.2014 | Okunma Sayısı: 1875
         6 Mart 2014 tarihinde resmi Gazetede yayınlanan, 6526 sayılı kanunla, müdafiinin dosya içeriğini incelemesi ve belgelerden örnek alınmasının, soruşturmanın amacını tehlikeye düşürebileceği durumlarda Sulh Ceza Hâkimi kararıyla kısıtlanabileceğini ilişkin Ceza Muhakemesi kanunun 153.maddesi yürürlükten kaldırılmıştır.
 
         Bu maddenin yürürlükten kaldırılması gerekçesinde “iddia ve savunma makamlarının eşit haklardan yararlanması gerektiği, soruşturma dosyalarında savcının bildiği bir delili avukatın bilmemesinin silahların eşitliği ilkesine aykırı olduğu, hukuk devletinde avukatın kendisine tanınan hakları etkili bir biçimde kullanması gerektiği” belirtilmiştir.
Hal böyle iken aradan çok kısa bir süre geçmiş olmasına rağmen CMK nın 153.maddesinin 2. 3. Ve 4 maddelerinin tekrar yürürlüğe konmak istenmektedir.
 
         Anayasamızın Madde 36 maddesinde - Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir” denmekte Adil Yargılanma hakkından bahsedilmekle
Anayasamızın 2.maddesinde “Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk Milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devletidir” demekle hukuk devleti ilkesinden bahsedilmekte
 
         Anayasamızın 10.maddesinde “…..Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.” Denmekle kanun önünde eşitlik ilkesinden bahsedilmektedir.
 
         Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6.maddesinde ” Herkes, gerek medeni hak ve yükümlülükleriyle ilgili nizalar, gerek cezai alanda kendisine yöneltilen suçlamalar konusunda karar verecek olan, yasayla kurulmuş bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından davasının makul bir süre içinde, hakkaniyete uygun ve açık olarak görülmesini istemek hakkına sahiptir.” denmekle " Âdil Yargılanma Hakkı”ndan bahsedilmekte
 
         AİHS nin 6. Maddesi kapsamında âdil yargılanma ve silâhların eşitliği ilkesi bağlamında F.R.- İsviçre Davası - 28 Haziran 2001 tarihli Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi karar özetinde : “…âdil yargılanma kavramı, kural olarak aynı zamanda davanın taraflarının gösterilen deliller veya sunulan mütalaalar hakkında bilgi sahibi olması ve bunlarla ilgili görüş bildirmesi hakkını da içinde barındırır. Burada asıl önemli olan, davacıların adaletin işleyişine olan güvenidir ki, bu da diğer hususların yanı sıra, tarafların dosyadaki tüm belgelerle ilgili görüş bildirme fırsatı bulduklarını bilmelerine bağlıdır” hükmü bağlamında silahların eşitliğinden bahsedilmektedir.
 
         Hal böyle iken, tekrar CMK nın 153.maddesinin 2. 3. Ve 4 maddelerinin tekrar yürürlüğe konmak istenmesi yukarıda bahsedilen gerek Anayasamızın anılan maddelerine, Avrupa İnsan hakları Sözleşmesinin ilgili maddesine açıkça aykırı olduğu açıktır ve muhakkaktır.

         Şu bilinmelidir ki Avukatlar kendilerine ait hakları savunmazlar. Savundukları haklar vatandaşlara aittir. Avukatların önüne konan her engel toplum bireylerinin önüne konan bir engeldir. Tutuklu bir dosyada savcının teklifi sulh Ceza Mahkemesinin kararı ile avukatın dosyayı inceleme, suçlamaları ve delilleri öğrenme yetkisi kısıtlandığı zaman adil yargılanma hakkı ihlal edilen tutuklanan kişi olacaktır. Zira Avukat yoksa adalette yoktur. Bunun bu haliyle bilinmesi gerekir.
 
         Öngörülen yasanın yasalaşmaması için özellikle Burdur milletvekillerini de bu yönüyle görev düştüğünü belirtiyoruz

Av. Yusuf Çiftçi
Burdur Baro Başkanı

ETKİNLİK TAKVİMİ

19.09.2024
AV. RAMAZAN GEDİK
BARO BAŞKANI

© Web sitesi hizmeti Türkiye Barolar Birliği tarafından verilmektedir.