Ülkemizde son günlerde yaşanan özellikle
İstanbul Taksim Gezi parkında başlayan ve sonradan tüm ülkemize yayılan
toplumsal tepkiler ve buna karşı kolluk kuvvetlerinin uyguladığı orantısız güç
kullanımı suretiyle uyguladığı yöntemler toplumumuzun her kesimini
etkilemiştir. Demokrasilerde var olması gereken ve Anayasa tarafından da
güvence altına alınan hakların kullanılması noktasında karşılaşılan sorunlar
ülkemizdeki demokrasiye olan inancı zedelemektedir, Demokrasi hak arama, hoş
görü ve uzlaşma rejimidir. Demokrasilerde bir bilen yoktur. Bin bilen vardır.
Bu demokratik tepkiler
bağlamında 11.06.2013 tarihinde İstanbul Çağlayan Adliye Sarayında Gezi Parkı
eylemlerine alkışla destek veren, bu konu da açıklama yapmak isteyen avukatlara
özel güvenlik görevlileri ve kolluk kuvvetleri tarafından saldırı ve hukuk dışı
gözaltı uygulaması yapılmıştır.
Çağlayan adliyesinde bu hukuk
dışı uygulamada avukatlar tartaklanarak gözaltına alınmışlar, gözaltına alınma
esnasında sürüklenerek, kelepçelenerek şiddete maruz kalmışlar, cübbeleri
yırtılmış, meslek onuru çiğnenmiştir.
Hangi nedenle olursa olsun
meslektaşlarıma yönelik bu gözaltının kabul edilebilir bir yanı
bulunmamaktadır.Avukatın nasıl gözaltına alınacağı CMK ve Avukatlık yasasında
açıkça belirtilmesine karşılık Emniyet güçlerinin Çağlayan Adliyesindeki
meslektaşlarımıza yaklaşımı tam bir hukuksuzluk örneğidir.Bu yaklaşım
savunmaya,hak arayanlara karşı hoşgörüsüzlüğü ve tahammülsüzlüğün net bir
görüntüsüdür. Ne yazık ki bu hukuksuzluğa seyirci kalanlar hatta tarafsızlık
adı ile suskun kalanlar dahi hukuksuzluğa ortaktır.
Kaba kuvveti ve devlet eliyle haksız müdahaleyi kabul etmemiz mümkün değildir. Mesleğimizin onur ve saygınlığına yapılan kabul edilemez bu müdahaleyi şiddetle kınıyoruz. Savunmanın ve avukatların güvende olmadığı bir ülkede hukukun ve adliyelerin inanırlığı da olmayacaktır.