Dünyanın en onurlu fakat en zorlu mesleklerinden birisi avukatlık mesleğidir. Bu zorluk avukatlıkların iktidarlar ile sorunu olmasından kaynaklanır. Zira insanlığın var olmasından bu yana iktidarlar hep hakların kullanılmasını kısıtlamaya çalışırlar, iktidar olmanın doğasında bu vardır. İktidarlar getirmek istedikleri kurallar ile iktidarın çalışmasını kolaylaştırmak isterler. Avukatlar ve onların meslek örgütü barolar da her zaman iktidara karşı olmak zorundadır. Biz olaylara ve kurallara eleştirel bakıyoruz. Avukatlık mesleği her zaman eleştirisel bakış açısı getirir. Mevcut kurallara eleştirisel bakmadan hukukun gelişmesi ve da

   Bu özel günde yitirdiğimiz başkanlarımızı ve ebediyete intikal etmiş olan meslektaşlarımızı gerek meslektaşlarım ve gerekse Yönetim Kurulu arkadaşlarım adına rahmetle anıyorum. Aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyorum.

   Bu zorluk, bizim gibi hukuka aidiyet bilincinin yeteri kadar gelişmediği toplumlarda daha da ağır koşulları beraberinde getirir.

   Yine bu zorluk, savunmanın yargılama faaliyetinin asli unsuru olduğunun, yargılama faaliyetini meşrulaştıran unsurun savunma olduğunun bilincinde olmayan, buna göre eğitilmeyen, yetiştirilmeyen, kendilerini bu yönde geliştirmeyen birimlerin var olduğu ülkelerde avukatlık mesleğinin icrası son derece zordur ve ağırdır.

  Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararında belirtildiği üzere” avukatlara karşı yapılacak baskı veya tacizler sözleşme sisteminin özüne yapılmış saldırılardır. Bu yüzden her ne şekilde olursa olsun baskı iddiaları ama özellikle avukatların geniş ölçekli tutuklanmaları ve gözaltına alınmaları ve bürolarının aranmaları mahkeme tarafından sıkı bir incelemeye tabi tutulması gerekir” denmektedir.

   Bugüne kadar yapılan uygulamalarda bu hususa riayet edilmeği günümüzün en aşikâr hususlarındandır.

   Asli görevi maddi gerçeğin ortaya çıkması ve adaletin gerçekleştirmesini sağlamak olan, bunları sağlamak için de hukuka uygun olarak bizatihi yargıyı etkileyerek savunma görevini yürüten avukatların mesleklerini ifa etmesi konusunda engellerin kaldırılması gerekmektedir.

   Sayıları 100 aşmış olan ve bir kısmı da gerek fiziki koşulları, gerekse akademik kadrosu itibari ile yetersiz bulunan hukuk fakültelerinden gençleri ve anne babaları korumak hem de avukatlık mesleğine kalite getirebilmek için sınav şarttır. Bu yönüyle iktidardan taleplerimizin arasında sınav şartının bir ön önce getirilmesi talebimiz de bulunmaktadır.

   Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Gürcü ve bu topraklar üzerinde yaşayan tüm halklar, aynı vatan toprağını bin yıldır paylaşan, aynı kıbleye dönen, müşterek aileler kurmakta sakınca görmeyen, her türlü tahrike rağmen toplum tabanında çatışmaya girmemiş, bu mübarek toprakların vatandaşları, Türk Devletinin eşit ve şerefli üyeleridir. Devletimiz, üniter yapıyı benimsemiş, birlik ve bütünlüğü korumayı hedefleyen, Cumhuriyetçi ve demokratik yapılanmaya sahip, ırkçılığı reddeden bir hukuk devletidir. Türk milleti kavramı, ırkçılık esasına değil, Anayasanın 66. Ve 10.maddeleri ile çerçevesi çizilen “ Türk vatandaşlığı” unsuruna ve “eşitlik” ilkesine dayanmaktadır. Anayasanın 66/1.madde hükmüne göre “Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür. Türk milleti ırkı değil bu ülkedeki tüm vatandaşları ifade etmektedir ve bu topraklar üzerinde yaşayan bütün halkları kucaklayan bir kavramdır. Üniter yapı içinde yer alan “tek dil, tek millet” kavramı hiçbir koşulda tartışılmaya açılamayacağı gibi vatandaşlık tarifinden ve anayasadan çıkarılamaz. Bilinmelidir ki üniter devleti aşındıracak her adım Türkiye’yi felakete götürecektir.

   Bu duygularla Cumhuriyet ve değerlerine uygun, hukukun üstün kılındığı, barış ve kardeşçe duygularla sağlıklı bir yaşam dileklerimle, tüm meslektaşlarımın avukatlar gününü kutlarız.

                                                Avukat Yusuf Çiftçi

                                              Burdur Baro Başkanı