Sayın Başsavcım,
Sayın Adli Yargı Adalet Komisyonu Başkanım,
Sayın Avukat, Hakim ve Savcı Meslektaşlarım,
Yazılı ve Basılı Görsel Basının Değerli Mensupları,
5 Nisan Avukatlar günü münasebetiyle düzenlemiş olduğumuz programa hoş geldiniz.
1958 yılından beri kutlanmakta olan Avukatlar günü 1987 yılında yapılan Türkiye Barolar Birliği Genel Kurul kararı ile resmi bir hüviyet kazanmıştır.Anılan tarihten beri de tüm barolarca 5 nisan günü de Avukatlar günü olarak kutlana gelmiştir. Şahsım ve yönetim kurulu adına tüm meslektaşlarımızın Avukatlar Haftasını ve Avukatlar gününü kutluyor, tüm meslektaşlarımıza sağlık, mutluluk ve başarılar diliyorum. Bu vesileyle mesleğimize yıllarca hizmet etmiş fakat bugün aramızda bulunamayıp, ahrete intikal eden çok değerli meslek büyüklerimizi saygıyla ve rahmetle anıyorum.
Değerli meslektaşlarım;
Avukatlık mesleğini tekrardan tanımlamak gerekir ise; hukuki münasebetlerin düzenlenmesini, her türlü hukuki mesele ve anlaşmazlıkların adalet ve hakkaniyete uygun olarak çözümlenmesini ve hukuk kurallarının tam olarak uygulanmasını her derece yargı organları, hakemler, resmi ve özel kişi, kurul ve kurumlar nezdinde sağlayan; yargılama faaliyetinin bağımsız savunma yönünü teşkil ettikleri için yargının kurucu etmenlerinden biri olan ve bu amaçla tüm hukuki bilgi ve tecrübelerini adalet hizmetine ve kişilerin yararlanmasına tahsis ettiği bir kamu hizmeti gören kişilere avukat denmektedir. Bu denli büyük önemi olan bir mesleğin mensuplarının, daha doğrusu bu mesleği icra eden ve edecek olan kişilerin belli bir hukuki birikim ve mesleği en iyi şekilde yürütebilecek yeteneğe sahip olmaları gerekmektedir.
Bu bağlamda her 5 Nisan programında dile getirilen ve artık gelenekselleşen yeni bir Avukatlık Kanunu ihtiyacının karşılanmasında bugün hedefe yaklaşılmış olması sevindiricidir. Türkiye Barolar Birliği öncülüğünde yürütülen çalışmalarda sona gelinmiş hazırlanan taslak metne son şekli verilerek Adalet Bakanlığına sunulmuştur.
Adalet Bakanlığına sunulan bu yasa taslağı ile mesleğe başlangıç aşamasında sınav şartı getirilmekte, 70 barajını geçenlerin staja başlaması öngörülmekte, staj süresinin iki yıla çıkması, Avukatlık Akademisinin kurulması, uzman avukatlık, tüm tüzel kişilerin yargı mercilerinde Avukatla temsili zorunluluğu, sözleşmeli avukat bulundurma zorunluluğu kapsamının genişletilmesi, mesleki sorumluluk sigortasının zorunlu hale getirilmesi, meslekte belli bir süreyi dolduran Avukatlara yeşil pasaport verilmesi gibi bir takım haklı ve yerinde talepler içermektedir.
Adalet Bakanlığından ve Türkiye Büyük Millet Meclisinden beklentimiz değişiklik taslağının bir kısım siyasi kaygılarla kuşa dönüştürülmeden reformist bir yasa olarak çıkarılmasının sağlanmasıdır. Çünkü savunmanın güçlü olmadığı bir yargı sisteminde adil yargılama yapmakta mümkün olmayacaktır. Öyle ki yapılacak Avukatlık Kanunuyla Avukatlığın gerek kurumsal ve gerekse bireysel olarak işlevselliği arttırılmalı, Avukatlık mesleğine hak ettiği itibar kazandırılmalı, Avukatlara delil toplama yetkisi verilmeli, silahların eşitliği ilkesi mutlak surette sağlanmalı ve daha önemlisi bu kanunla verilen yetkilerin başka bir kanun ya da yönetmelikle kaldırılması engellenmelidir.
Değerli meslektaşlarım;
Hukuk Devleti ilkesi; insan haklarına saygılı ve bu hakların koruyucu adil bir hukuk düzeni kuran ve bunu devam ettirmekle kendini hükümlü sayan, hukuk kurallarına ve Anayasa’ya uygun davranan, bütün eylem ve işlemleri yargı denetimine bağlı olan devlet demektir.
Hukuk devletinde, yasama organını da kapsayacak şekilde devletin bütün organları üzerinde hukukun ve Anayasa’nın mutlak egemenliği vardır. Yasa koyucu her zaman hukukun ve Anayasa’nın üstün kuralları ile bağlıdır. Hukuk kurallarına bağlı olmayan ve yargı denetimini de tabi olmayan devlet hiçbir zaman adil bir düzen kuramaz. Çünkü hukuk güvenliğini sağlayamaz.
Sosyal paylaşım sitelerine erişimlerin tamamen engellenmesinin ve uygulanmasının hukuka ve dolayısıyla hukuk devleti ilkelerine aykırı olduğu açıktır. Erişimlerin engellenmesine öngören işlemlerin kanuni dayanaklarının bulunmadığı ve bu sosyal paylaşım sitelerine erişimin kanuni dayanağı olmaksızın ve sınırları belirsiz bir yasaklama kararı ile engellenmesinin demokratik toplumların en temel değerlerinden biri olan ifade özgürlüğüne ağır bir müdahale olduğu açıktır. Zira ifade özgürlüğü sadece “düşünce ve kanaati sahip olma” özgürlüğünü değil aynı zamanda sahip olunan “ düşünce ve kanaati açıklama ve yayma, buna bağlı olarak haber veya görüş alma ve verme özelliğini de kapsamaktadır. İfade özgürlüğü, çoğulculuğun, hoşgörünün ve açık fikirliliğin temeli olup bu özgürlük olmaksızın demokratik toplumdan bahsedilemez
Değerli meslektaşlarım;
Tekrar belirtmek gerekir ise; ülkemizde bundan bir süre önce yaşanan vede ülkemiz gündemine oturan “yolsuzluk ve rüşvet operasyonları” sonrası yaşanan gelişmeler ve dolayısıyla yapılan uygulamalar bağlamında; hukuk devletine aykırı tutum ve davranışların sergilenmesi ve yine bazı kişilere, ailelere, zümrelere veya sınıflara imtiyaz tanındığı duygusunun yaratılması, hukuk devleti ilkelerine açık olduğu gibi vatandaşlar arasında ülkesine olan aidiyet duygusunun zedeleyeceği ve bu durumunda ülkemiz için büyük tehlike oluşturduğu açıktır.
Demokrasi için en önemli gereçlerden biri serbest, eşit ve genel oy prensibine dayanan seçimlerdir. Tek başına bu seçimlerin yapılması o ülkeyi demokratik yapmasa da bu seçimlerin olmaması o ülkenin demokratik olmadığını gösterecektir. Bu bağlamda 30 Nisan 2014 tarihinde yapılan yerel seçimlerin ülkemiz ve tüm insanlarımız için hayırlı olmasını diliyoruz ve kazananları kutluyoruz.
Değerli meslektaşlarım;
Avukatlık mesleği gibi onurlu ve kutsal bir mesleği ifa ettiğimizi asla hatırımızdan çıkarmamalıyız, Avukat olduğumuzu özel yaşantımızda dâhil olmak üzere hissetmeli ve hissettirmeliyiz diyor tüm meslektaşlarımızın barom ve şahsım adına Avukatlar gününü kutluyor selam ve saygılarımı sunuyorum